BIOMIMICRY AND SPEED TRAIN ( BİYOMİMİKRİ VE HIZLI TREN )

                                                         BIOMIMICRY AND SPEED TRAIN

     Biomimicry is an approach to produce sustainable and environmentally friendly solutions to the problems faced in the field of technology by imitating the methods that nature has tested and achieved for centuries while developing innovative designs and technologies.

When Japanese designers first invented high-speed trains, the train can reach a speed of 300 km, but due to this speed, it made a lot of noise and disturbed the environment. Japanese engineers tried many ways but could not find a solution to this problem. In search of solutions, they studied nature and found that the owl was the quietest flying bird. It is the serrated wing structure that allows the owl to fly quietly. It reduces the excessive sound produced by shrinking the large air vortices that occur during flight. In high-speed trains, a device similar to this wing system of owls was designed and mounted on the train and excessive noise was prevented.

Although the noise was prevented during the movement of the train, the explosion sound caused by the pressure difference in the tunnel entrance and exit could not be prevented. To solve this problem, Japanese scientists, who also looked at nature, established a connection between the kingfisher's plunge into the water and the entrance and exit of the train to the tunnel, and designed the end of the train similar to the kingfisher's beak. In this way, they both found a solution to the noise problem and trains travel faster and energy consumption was reduced.

It's actually a small example that the solution to our problems is in nature. Nature has encountered many problems we encountered before and has solved them permanently and without harming the environment. All we have to do is look around with awareness.

                                                   BİYOMİMİKRİ VE HIZLI TREN

     Biyomimikri, yenilikçi tasarım ve teknolojileri geliştirirken doğanın yüzyıllardır sınadığı ve başarıya ulaştığı yöntemleri taklit ederek özellikle teknoloji alanında karşılaşılan sorunlara sürdürülebilir ve çevre dostu çözüm üretme yaklaşımıdır.

         Japon tasarımcılar hızlı trenleri ilk icat ettiklerinde tren 300 km hıza ulaşabiliyor ancak bu hızı nedeniyle çok fazla gürültü yapmış ve çevreye rahatsızlık vermiştir. Japon mühendisler birçok yol denemiş ancak bu soruna çözüm bulamamışlardır. Çözüm ararken doğayı incelemişler ve en sessiz uçan kuşun baykuş olduğunu bulmuşlardır. Baykuşun sessiz uçabilmesini sağlayan tırtıklı kanat yapısıdır. Uçuş sırasında oluşan büyük hava girdaplarını küçülterek çıkan fazla sesi azaltır. Hızlı trenlerde baykuşların bu kanat sistemine benzer bir alet tasarlanarak trene monte edilmiş ve aşırı gürültü önlenebilmiştir.

Trenin hareketi sırasında gürültü önlense de tünel giriş ve çıkışlarında basınç farkından dolayı oluşan patlama sesi engellenememiştir. Bu sorunun çözümü için yine doğaya bakan Japon bilim insanları yalıçapkını kuşunun suya dalması ile trenin tünele giriş çıkışı arasında bağlantı kurmuş ve trenin uç kısmını yalıçapkını kuşunun gagasına benzer şekilde tasarlamışlardır. Bu sayede hem ses sorununa çözüm bulmuşlar hem de trenler daha hızlı gidip enerji tüketimi de azaltılmıştır.

Aslında sorunlarımızın çözümünün doğada olduğuna dair küçük bir örnek. Doğa bizim karşılaştığımız birçok sorunla daha önce karşılaşmış bunları kalıcı ve çevreye zarar vermeyecek şekilde çözmüştür. Bizim tek yapmamız gereken etrafımıza farkındalıkla bakmaktır.